Aşk ve ona benzer korkular

Audition filminden yola çıkarak aşka dair laflar.

Takashi Miike’nin Audition filmi, eşi öldükten sonra oğluyla birlikte yaşayan bir adamın işkence ve aşk hikayesini anlatıyor. Miike film boyunca aşkla mantığın aynı düzlemlerde buluşma ihtimalini ve aşık olarak riske attığımız şeyin tam olarak ne olduğunu sorguluyor.

Sevgili yapma konusunda beceriksiz olan bu adam, aradığı kişiyi bulabilmek için yönetmen bir arkadaşının fikrine uyar. Bu fikir, yönetmenin “yeni filminde” oyuncuları belirlemek için kurmaca işe alım mülakatları düzenlemek ve başvuran kadınlar arasından bir eş adayı seçmektir. Adam, mülakata katılan oyuncu adayları arasından, hikayesine, alçakgönüllüğüne ve nezaketine hayran olduğu Asami’yi beğenir. Asami’nin küçükken baleye olan büyük tutkusuna rağmen, yaşadığı bir sakatlıktan sonra sanatından uzaklaşması ve tutkusunun yokluğunda da yaşama tutunabilmesi bizim elemanı derinden etkiler. Birkaç randevudan sonra, arkadaşlarının uyarılarına rağmen adam aşık olur. Asami’ye iş mülakatının kurmaca olduğunu söyleyemez ama işe alınmadığını söyler. Yine de birbirleriyle görüşmeye devam etme kararı alırlar. İlk defa bir otelde birlikte olurlar. Kadın geçmişine ve bedenine dair sırları adamla paylaşır. Sonra uyurlar. Filmin ilk yarısı biter.

Filmin ikinci yarısının benim kafamda iki yorumu var, ben ikincisini tutuyorum. Birinci yorum şu: Adam uykusundan uyanır, Asami habersizce gitmiştir. Deli divane aşık adam onunla konuşmalarından aklında kalan az sayıdaki ipucunun peşine düşer. Fakat Asami çalıştığını söylediği yerde çalışmamaktadır, hikayesinde bir sürü tutarsızlık mevcuttur. Eski bale eğitmeni, tacizci yaşlı bir adamdır ve Asami’nin bacağındaki yara izi onun eseridir, Asami’nin söylediği gibi kendini yakmasının sonucu değil. Adam Asami’yi bulamaz, lakin Asami onu adamın kendi evinde bulur. Adamı zehirli iğnelerle paralize eder ve uzuvlarını keskin bir telle keser. Tüm bunları yaparken bir çocuğun evcilik oynarken duyduğu hazzı duymaktadır. İkinci yoruma göre, yukarıda anlatılanların hepsi adamın uykusunda gördükleridir. Mükemmel sevgilinin psikopat bir katile dönüştüğü bir rüya.

Birisiyle yakınlaşmak için incinebilirliğin kabulünün gerekli olduğunu biliyoruz. Kalbi kırılmayı göze almadan aşık olunmuyor. Ama Meiki’nin filmi bu temayı alıp radikalleşmekten ibaret değil. Aşk, yalnızca duygusal bir yenilgi riskini taşımıyor. Audition’ın asıl meselesi, bana göre, yaşam hakkının engellenmesi, bedensel bütünlüğün ihlal edilmesi ve yaşamda biriktirilenlerin kaybedilmesi ile aşk arasında güçlü bir bağlantı kurması. Bu fikre göre sevgili, yalnızca kalbinizi kıracak kişi değil. Haklarınızı, mülkünüzü, sevdiklerinizi ve canınızı elinizden alabilecek kişi. Aşkla tehlikeye atılan yalnızca bireyin bağımsızlığı değil, onun varoluşu.

Bir başka deyişle aşk, bireyin kamusal hayatıyla özel hayatı arasındaki sınırların belirsizleştiği bir hal. Bu sınırlardan geçen sevgili, kamusal varlığımızın tanıdığı yasal güvenceleri de ihlal etmiş oluyor. Ortak rasyonalitenin ve devletin gölgesinden çıkmadan aşkın gerçekleşebilmesi mümkün değil. Fakat tam da bu gölgenin kendisi bizi hakları olan ve atomize-yalıtılmış-mesafeli bireyler olarak korunaklı kılıyor. Rasyonalitenin ve devletin egemenliğinin zayıf olduğu yerde, mesela aşkın düzleminde, bedenimizi ve mülkümüzü şiddetten, daha özelde sevgilinin zorundan koruyan şey nedir? O şey her neyse yasalardan, toplumun ortak aklından ve devletin şiddet tekelinden daha somut, güvenilebilir ve kolay tanımlanabilir bir şey değil. Aşkla akıl ve aşkla haklar arasındaki çelişkiler, aşkın zaman-dışı niteliğine dair ipuçları veriyor. Aşkın modernliği nerede?

Aşk, en derin korkularla beraber geliyor. Bazen, beklenmedik anda, en iyi, en güzel birisi size sevgisini samimiyetle sunabilir. Bunu nasıl hakkettiğinize dair şaşkın sevincinizle sevgiliye yöneltilen mantıklı şüpheniz arasında yalpalarsınız. Aslında hep orada bir yerde gizlendiğini bildiğiniz sinsi bir güvensizlik zaman zaman baş gösterir. Aşkın mantıksızlığını fark ettiğiniz ölçüde, korkularınız büyür. Bu korkular çoğunlukla bedene ve mülke dairdir, ama siz onlara farklı isimler takarsınız.

Sinemap Bülteni

Sinemap’ın haftalık bültenine abone olmak için emailinizi girin.