Uncut Gems

Safdie Kardeşler’in yönettiği Uncut Gems filminin eleştirisi.

Yönetmen: Benny Safdie, Josh Safdie
Yıl: 2019
Tür: Dram, Komedi, Suç
IMDB: 8.1
Süre: 135 dakika
Puan: ★★★★☆
Uncut Gems filminden bir sahne

Safdie Kardeşler’in yönettiği Uncut Gems, Manhattan’da küçük bir mücevherhane işletmecisinin kaotik hayatından bir kesit sunuyor. Film Etiyopya’dan kaçırılan değerli bir taşın, sürekli kolay paranın peşinden koşan mücevheratçı Howard Ratner’ın (Adam Sandler) eline geçmesiyle başlıyor. Sürekli bağıran ve koşturan, hilebaz ve kumarbaz Ratner, bu taşın odağında olduğu bir dizi kötü yatırım ve tercih sonucunda, kendisini gittikçe ümitsizleşen bir çıkmazda buluyor. Ratner, bir yanda borçlu olduklarının baskısı altında kırılmamaya, diğer yanda ayrıldığı eşiyle ve çocuklarıyla normal bir ilişkiyi sürdürmeye çalışmaktadır. Belki tüm bu zorluklardan daha beteri, Rather’ın bir gün acayip iyi bir fikirle ve girişimcilikle köşeyi döneceğine olan sarsılmaz inancıdır.

Uncut Gems izlemesi oldukça zorlayıcı bir film. Safdie Kardeşler, bunu ilk sahnelerden itibaren izleyiciye hissettiyorlar. Filmin başındaki monoton ve yüksek bir uğultuyu andıran ve neredeyse diyalogların duyulmasını engelleyen müzik, seyirciyi Howard Ratner’in hayatındaki strese hazırlıyor. Filmin baştan sona, görsellik, diyalog ve ses açısından bir anksiyete nöbeti havasında geçmesi, seyirciye izledikleri karakterle aynı havayı solutmak için gayet bilinçli ve etkili bir tercih. Seyirci için bir diğer zorluk ise, Ratner karakterinin kendisi. Herif iğrenç. Sürekli bir hinlik düşünmeden ve bağırıp çağırmadan duramayan, empati duygusu hiç gelişmemiş bu adamla aynı ortamda 10 dakka durmak istemezsiniz. Ama Uncut Gems’in büyük başarısı, bu karakterin yaşadığı maddi dünyayı ve iç dünyasını seyirci için anlaşılabilir kılması. Seyircinin bu anlayışı (ve hatta sempatiyi) Ratner’e gösterebilmesi için, onun dünyasını önyargısızca tanıması, onun gündelik yaşantısının stresini kamera aracılığıyla bir nebze tatması gerekiyor. Safdie Kardeşler’in bu zor hedefte yalpalamamaları, popülerlik ya da izlenebilirlik için hedeflerinden taviz vermemeleri takdire şayan.

Tarih boyunca insan hırsının ve fantezisinin simgesi olagelmiş mücevherler, Uncut Gems’de geliştirilen karakter analizinde simgesel bir yere sahip. Bu hırs, filmin açılışında gösterilen Etiyopya’daki bir iş kazasıyla, Ratner’ın karnındaki kazanç dürtüsünü, bir başka deyişle kapitalizmin şekillendirdiği karakterleri birbirine bağlıyor. Uncut Gems, kapitalizmin çeperinden bir sahneyle, sömürünün boyutlarının alıp gittiği bir evrenle başlayıp, bizi kapitalizmin merkezine taşıyor. Fakat burada, en tepelere, (artık bık getiren) gökdelenlerdeki profesyonel iş hayatlarına odaklanmaktansa, sokaktaki gürültülü ve kaotik alışverişe, “orta adamlara”, köşe dönücülere kamerayı çeviriyor.

Başroldeki Adam Sandler, bu rol için biçilmiş kaftan olmuş. Paul Thomas Anderson’ın Punch-Drunk Love (2002) filmindeki performansını aratmayan, karakterinin uzlaşmadan ve anlayıştan nasibini almamış, ders almayan ve değişime kapalı doğasını başarıyla aktaran bir iş çıkarmış.

Uncut Gems, cüretkar, seyirciyi sınayan ve yakın zamanda izlediğim hiçbir filme benzemeyen, özgün bir yapım. Filmin genç yönetmenleri çok şey vadediyor.

Sinemap Bülteni

Sinemap’ın haftalık bültenine abone olmak için emailinizi girin.